6 Ekim 2014 Pazartesi

Hayat – Engin GEÇTAN








Hayat’ı geçen yıl içimde gelgitlerin yoğun olduğu bir mevsimde okudum. Yılmaz Odabaşı’nın muhteşem şiirinde yazdığı gibi Sesimde çığlıkların boğulduğu ama bağıramadığım zamanlarda Hayat’ı okurken Onur Akın’ın yorumuyla Ey Hayat’ı sık sık dinledim.

EY HAYAT
Ey hayat,
sen  şavkı sularda bir dolunaysın
Aslında yokum ben bu oyunda,
Ömrüm beni yok saysın…

Yaşam bir ıstaka;
gelir vurur ömrünün coşkusuna.
Hani tutulur dilin, 
konuşamazsın…

Tırmandıkça yücelir dağlar.
Sen mağlupsun, sen ıssız.
Sesinde çığlıklar boğulur ama
bağıramazsın.

Eloğlu sevdalardan dem tutar,
aşk büyütür yıldızlardan;
senin düşlerin yasak,
dokunamazsın.

Birini sevmişsindir geçen yıllarda.
Açık bir yara gibidir hâlâ.
Hâlâ ne çok özlersin onu,
ağlayamazsın…

Hikayesi olmayan insanlar, hikayesi olmayan nesnelerle birlikte yaşamayı seçebilirler. Ama bu arada olan, tüketim yarışına kapılıveren yoksullara oluyor, yeniyi edinememeyi eksiklik olarak yaşamanın ezikliğiyle ya da hayatlarını taksitlerine endeksleyerek. Gerçi bunların hepsi, aslında, üretilmiş ve edinilmiş sorunlar, kişinin kendinden ve sistemden kaynaklanan.
Gerçek trajediyi yoksulluğun açlık sınırında olan insanlar yaşıyor, gelecek duyusunu tümden kaybetmenin getirdiği yabancılaşmayla.
Sahip olma tutkusu insanın zamanla olan ilişkisini de giderek değiştirdi. Gelecek şimdinin üzerinde acımasızca egemenlik kurmaya başladığından bu yana, insanlar kendilerinin olamayan zamanlar yaşamaya başladılar. Aynı şekilde, geleceği projelerle ipoteklerken şimdiyi ezip geçen çağdaş dünyanın beklentilerine teslim olmak da anksiyete ve depresyona davetiye çıkardığı gibi uzun vadede, boşluk ve anlamsızlık gibi duyguların yaşanma olasılığını içerebiliyor. S.104


Hayat, psikiyatrist Engin Geçtan’ın, uzun yıllardır sürdürdüğü klinik deneyimin ardından psikiyatriye, ülkemiz insanına bakışını dile getirdiği bir kitap. Geçtan terapi deneyimlerinden örneklere de yer verdiği kitabında yabancılaşmadan, kaostan, gölgelere kadar pek çok konuya değiniyor.


 ‘’Hayat’’ bana çok iyi geldi.

Özellikle altını çizip bir kenara da not aldığım şu üç cümle benim için değerlidir.

"yaşlı adam dedi ki, kibri onu evrenden koparttığı için, insan iflah olmaz bir boşluk yaşar derininde, acıtası.’’

"zaman, bana bir insan hakkında bilgi sahibi olmanın onu tanımak anlamına gelmediğini öğretti"

‘’belki de kendimizi başkalarıyla kıyaslamalıyız, ama sadece gönül fakirliği ve zenginliği açısından."

İyi Okumalar,
Özgür Okuryazar



Engin GEÇTAN: Tıp Fakültesini bitirdi. Psikoloji ve nöroloji sahalarında ABD'de New York ve Colombia üniversitelerinde uzmanlık eğitimi gördü. 1968'de doçentliğe, 1974'te profesörlüğe yükseldi. ODTÜ, Ankara, Boğaziçi ve Marmara üniversitelerinde öğretim üyeliğinde bulundu.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder