3 Ekim 2014 Cuma

Bir Gün Tek Başına- Vedat Türkali









27 Mayıs 1960 askeri darbesinden önce Türkiye içten içe kaynıyor. Darbe öncesini konu alan roman Vedat Türkali’nin ilk romanıdır. 1974 yılında milliyet yayınları yarışmasında 1.lik, 1976 Orhan Kemal roman armağanı almış başucu kitabıdır.

Yeni bir uyanış yaşıyor o yıllar Türkiye. Sınıf atladığı yıllar. Ülke siyasi kaos içinde. Öğrenciler, isyan ederlerken toplumun diğer kesimleri sessizce olanları izlemektedir. O zamanın aydınları, sanatçıları, üniversiteleri, işlerini kaybetmekten korktukları için kafalarını kuma gömmüşlerdir. Yönetimden yanadırlar.

Öğrenci ayaklanmaları bütün hızıyla devam eder. Polis, ateş etmiştir kitleler üzerine. Etraf sivil polislerle kaynar. Herkes, birbirinden polis diye şüphelenir. Hapishaneler dolup taşmaktadır. Ülke kocaman bir cezaevine dönmüştür. 
Kitabı okurken;
Öğrencilerle eylemlere katıldım, Kenan’la oturup meyhanede içtim, Cağaloğlu’nda kitapçılarda dolaştım. Kenan’ın içsel yalnızlığında kayboldum. Nermin’le ağladım. Günsel’in devrim aşkını içimde hissettim. Tek başınalığın hüzünlü satırları arasında  ağladım.
Cağaloğlu, Ankara caddesi, Beyazıd, İstanbul Üniversitesi, Beyoğlu, Şişli dolmuşları, Teşvikiye romanda sık sık uğrayacağınız duraklar arasında. 1960'ların İstanbul sokaklarında yürüdüğünüzü hissedeceksiniz. Romanın etkisinden de öyle kolay kolay kurtulamayacaksınız. Aradan yıllar geçse bile içiniz acıyarak hatırlayacaksınız Kenan’ın iki kişilik yalnızlığını.
Romanın kahramanı Kenan, yıllar önce polis sorgusunda dili çabuk çözülünce, kendine olan saygı ve güvenini kaybetmiş, geçmişiyle sürekli kavga halinde biri. Çağaloğlu’nda kitapçı dükkanı çalıştırmaktadır. Dükkanın finansmanını arkadaşı Rasim sağlar. Kenan, biraz kendine buyruktur. Yemesini içmesini meyhaneye gitmesini sever. Meyhanede kafayı bulunca eğlenmeye gelen gençlerin içerisinde karısına benzeyen Günseli’ye bir anda aşık olur. Günseli yetim ve öksüzdür. Teyzesinin yanında kalmaktadır.
Günseli ile Kenan’ın ilişkileri zikzaklar çizer. İki gün araları iyiyse bir gün kötü gider. Rasim, Kenan’ın Günseli ile ilişkisini öğrenmiştir Her ne kadar vazgeçirtmeye çalışsa da başaramaz. Çok geçmeden eşi Nermin, kocasının gizli ilişkisinde haberdar olur ama içine atar her şeyi.
Kenan, evi ocağı terk etmiştir. Pek nadir gider evine. Zamanla kitapevinin işleri aksar.

Günseli içeri düşmüştür. İçeride işkence görür, hakaretlere uğrar. Hücreye atılır.
Kenan, tesadüfen de olsa hep olayların dışında kalmış, tutuklanmamıştır. Günseli ve arkadaşları bu yüzden Kenan’dan polis diye şüphelenirler.
Bu noktada sizi roman ile baş başa bırakıyorum aksi halde romanı sonuna kadar yazabilirim J
İyi okumalar,
Özgür Okuryazar


Vedat Türkali: Senarist, şair ve yazar. Edebiyat öğretmenliği yaptı. 1951''de siyasi eylemleri sebebiyle tutuklanmış; 9 yıl ceza almış 7 yıl sonunda koşullu olarak serbest kalmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder