Kendi Gecesinde – İnci Aral
İnci Aral’ı ilk olarak ‘’İçimden Kuşlar Göçüyor’’ kitabı ile tanıdım. Sonra birkaç kitabını daha alıp okudum ve şuan şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim ki İnci Aral’ın kitapları mutlaka okunmalı; çünkü İnci Aral romanlarında bir karakter yaratırken dönemin politik, ekonomik, toplumsal koşullarını bir bütün olarak ele alıp sizi o dönem içinde anlamlı bir yolculuğa çıkarıyor
‘’Kendi Gecesinde’’ baş kahraman Hayal Ali. Çocukluğunu 12 Eylül gölgesinde sevgisiz bir evde, varlıklı ve eski eser kaçakçısı bir baba tarafından özenle büyütülerek geçirmiş. Cinsel kimliği karışık bu genç adamın İstanbul’dan İngiltere’ye uzanan yaşamı var bu kitapta. Kitapta en sevdiğim bölüm Hayal’in kaçıp sığındığı ve içini döktüğü Sahil. Coğrafi bir niteleme değil, insanların yasaklardan, günahlardan, toplumun kınayıcı ve yok sayıcı gözlerinden kaçıp sığındıkları herhangi bir yerin simgesi olarak sahili çok sevdim. Günümüz insanlarının bu tür sıkışmışlıkta nereye sığındıklarını, yüreklerini nerede dinlendirdiklerini ya da sığınamadıklarını merak ediyorum. Kendimi, kendi sığınağımı düşünüyorum - apartmanın boşluğuna baktığı için penceresi buzlu cam ile kaplanmış, yaklaşık 4 metre kare büyüklüğünde, içinde mor kanepesi olan- odamı. Yargılardan, eleştirilerden, yok sayıcı gözlerden, kendini dünyanın en üstün insanı olduğunu ispatlamaya çalışan insanlardan kaçtığımda sığınıyorum. İçimdeki muhtelif sesleri dinlemeyi, onlarla buluşmayı seviyorum.
İnci Aral’ın “son uzun soluklu romanım” diye adlandırdığı “Kendi Gecesinde” anne oğul ilişkisizliği, baba oğul arasındaki dokunaklı sevgi- nefret ilişkileri, yetişmekte olan bir erkek çocuğun her iki cinse de yakın gelişen karmaşık cinsel kimliği, toplumdaki kültürel değişimin hızı, gençliğin bu değişim karşısındaki duruşunu okuyacaksınız.
İyi okumalar,
Özgür Okuryazar
Facebook: https://www.facebook.com/ozgurokuryazar
Twitter: https://twitter.com/ozgurokuryazar
İnstagram:http://instagram.com/ozgurokuryazar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder