"Niyetim bütünüyle güzel bir insanı anlatmaktır.' der Dostoyevski Budala Romanı kahramanı Mışkin için.
İnsana özgü tüm duyguları; zaafları, insanın en aşağılık hallerini, gururu, kibiri, erdemi, aşkı, tutkuyu, acımayı ve daha bir çok duygu ve davranışı bir kahraman ve etrafındaki insanlar üzerinden seriyor önümüze.
Nerdeyse tüm karakterlerinin iç dünyalarındaki gelgitlere en ince ayrıntısına kadar girerek yapıyor bunu. Bu noktadan hareketle iyi insanın; başkalarının gözünde ne olduğundan çok kendi gözünde ne olduğunun önemine vurgu yapıyor. 'Başkaları ne der' hapishanesinde tutsak düşmüş günümüz insanına, 'özsaygı' denen kavramı hatırlatarak, güzel insan olmanın kapısını aralamış oluyor böylece.
Başka ne mi var; hastalık derecesine varan tutkulu aşklar, bir tarafta sefahat, bir tarafta yoksulluk, kaybolmuş hayatlar, ileride yaşanacak o büyük devrimin yeni yeni hissedilmeye başlanan ayak sesleri ve pek tabiki tüm görkemiyle 19. yüzyıl Rusyası..."
Erdal Özçelik
Moskova/2015
Moskova/2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder