18 Aralık 2014 Perşembe

Sevgili Ermiş – Halil Cibran








Sevgili Ermiş – Halil Cibran

Son bir yıldır uzun uzun mektuplar yazıyorum, postalanmamış. Kaçıp sığındığım içimde ne var, ne yok akıttığım uzun mektuplar yazıyorum. Okununca yargılanmacağım, yok sayılmayacağım, doğama saygı duyulacağı, buluşulan ilk ‘’sözde’’ dost sohbetlerinde meze yapılmayacağım bir adres bulamadım henüz.

Sevgili Ermiş kitabında Halil Cibran ve Mary Haskell’in Aşk Mektupları var.

Cibran’ın sağlığı hiçbir zaman yerinde olmadığını, arkadaşlarına ve akrabalarına yazdığı mektuplarda sık sık rahatsızlığından bahsederdi. Ölmeden önce uzun süre çektiği tam teşhisi konmamış ciddi bir hastalık yüzünden eriyip gidiyordu. 1930 yılında hasret duyduğu sağlığına bir daha kavuşamayacağı hakkında ona imalarda bulunulmuş. Cibran artık hastaneye gitmeyecekti.
Ve Mary Haskell bir arkadaştan çok daha fazlası ve Cibran’a olan yakınlığını kız kardeşinden başka kimse bilmiyordu. Mary neredeyse otuz yıl Cibran’ın hayatının bir parçası olmuştu.

Cibran’ın Mary’e yazdığı bir mektubundan

...Ne zaman mutsuz olsam senin mektuplarını okuyorum sevgili Mary. Sis içimdeki ‘’ben’’i ezdiğinde, küçük kutudan iki ya da üç mektubu alıyorum ve onları yeniden okuyorum. Bana gerçek benliğimi hatırlatıyorlar. Hayatta yüce ve güzel olmayan ne varsa göz ardı etmemi sağlıyorlar. Her birimizin ama her birimizin bir yerlerde mutlaka dinlenecek bir yerleri olmalı, sevgili Mary. Benim ruhumun dinlenme yeri, içimdeki sesin üzerine edindiğim bilginin yaşadığı güzel bir koruluk.
Ve şimdi renklerle boğuşuyorum: Kavga korkunç ve birimiz yenmeli! ‘’Peki ya senden ne haber, Halil? ‘’ dediğini duyar gibi oluyorum. Ve Halil içindeki sese duyduğu susuzlukla diyor ki, ‘’Bırak da ruhumu renklerle yıkayayım, bırak da gün batımını yutayım ve gökkuşağını içeyim.’’


İyi Okumalar,
Özgür Okuryazar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder