Şili’li şair Pablo Neruda sürgünde olduğu yıllarda
kendisi gibi sürgünde olan büyük şair Nazım
Hikmet’le Moskova’da sık sık buluşur sohbet ederler.
Neruda,1973
yılında anılarını kaleme almaya başladığı kitabında 'Onun yanında biz şair bile olamayız' dediği Nazım Hikmet ile bir sohbetine yer
vermiş.
‘’Şiirin gelecek
olduğuna inanıyorum’’ diyen bu büyük şair, Sovyet Rusya’da yaşıyordu. ‘’Şiir,
insan ruhundan devamlı bir şeyler talep eder’’
dediğini anımsıyorum. Hikmet yaşamının on sekiz yılını hapishanelerde
geçirmiş, sayısız işkenceye dayanmıştı. Türk deniz kuvvetlerinde ‘askeri isyana
teşvik etmekle’ suçlanan Nazım Hikmet inanılmaz cezalara çarptırılmıştı.
Duruşması bir savaş gemisinde olmuştu. Bana anlatılanlara göre Nazım önce
bitkin düşene kadar güvertede yürütülmüş, sonra da beline kadar ayakyolundaki
pisliğin içine sokulmuş. Benim şair dostum pislik kokusundan bayılacak ve
aklını yitirecek duruma gelmiş. Fakat son anda kendini toparlamış. Düşünmüş,
cellatlar beni bir yerden gözetliyorlar. Çöküp, pisliğin içine devrileceğimi
görmek, kötü kaderime sevinmek istiyorlar. İşte o anda gururuyla gücü de geri
geliyor. Önce ağırdan, usul usul şarkı söylemeye başlıyor. Sonra sesini
yükseltiyor, iyice bağıra bağıra şarkı söylüyor. O anda aklına gelen, bildiği
halk türkülerini, aşk türkülerini, şiirlerini, halkının ezgilerini… İşte böyle
yenmişti pislikleri ve acılarını.
Bana bütün
bunları anlattıktan sonra şöyle demiştim ona:
‘’Kardeşim, sen
o türküleri herkes için söyledin! Bizler bundan sonra ne yapmamız gerektiğini
düşünmekten hiç çekinmeyeceğiz! Ne zaman şarkı söylemeye başlamamız gerektiğini
de artık biliyoruz.’’
O bana halkının
çektiği acıları da anlatmıştı. Ülkesinde derebeyleri köylülere acımasızca
zulmetmişti. Nazım onların hapishanelere atıldığını yaşamış, yiyecekleri ekmeği
verip, tütün aldıklarını, sonrada açlıktan avludaki otlara bakıp durduklarını
görmüştü…
Ateşli bir
dogmatizm karşıtı olan Nazım uzun yıllar Sovyetler Birliği’nde sürgünde yaşadı.
Onu kabul etmiş bu ülkeye olan sevgisini şöyle açıklamıştı:
‘’Ben şiirin
geleceğine inanıyorum. Buna inanmamın nedeni, yaşadığım bu ülkede şiirin insan
ruhundan devamlı bir şeyler talep etmesi’’
Onun bu sözlerinde
bizlerin uzaklardan fark edemediği bir çok sır gizli.
Pablo Neruda
Şilili yazar ve
şair
Kendisi Nazım Hikmet
adına Barış Ödülü almıştır. Bir kongrede Nazım Hikmet ile ilgili 'Onun (Nazım
Hikmet'in) yanında biz şair bile olamayız' diyerek Nazım Hikmet'i övmüştür.
Yaşamı boyunca güçlü
siyasi duruşuyla tanınan Neruda, ülkesindeki ve İspanya’daki faşizme karşı
durmuştur. 1971 yılında edebiyat dalında Nobel Ödülünü aldı. 1972
yılında sağlık sorunları nedeniyle elçilik görevini bırakarak Şili'ye döndü. 24
Eylül 1973'de kalp yetmezliğinden hayatını kaybetti.
İyi Okumalar,
Özgür Okuryazar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder