Çocukluğun
Soğuk Geceleri – Tezer Özlü
Geç gelen bir
kış akşamının en kıyısındayım bu kitabı okurken, yağmur yağıyor. Ortalık
sessiz. Gece yağmur yağdığında içime çöreklenen acılar dışarı fırlar hep
rahatlarım fakat okuduğum bu kitapla birlikte içimi derin ve büyük biz özlem
kaplıyor. Tezer Özlü’yü özlüyorum. Erken ölümü karşısında duyduğum sadece
üzüntü olmuyor, öfke duyuyorum. Her zaman gençtir bir sanatçının ölümü ama bu?
Henüz 42 yaşındaydı.
Yazar bu
kitabında salt yaşadıklarını, oradan süzülenleri tüm içtenliği ile dile
getirmektedir. Sanırım çok az yazarda tadarız bunu. Hep gerçekçi oluşu bu
içtenliğinden geliyor. Kitabında cinsellik üzerinde epey duruyor. Sevişmenin
doğallığından, büyütülecek bir yanının olmadığını, toplumun öldürdüğü güdülerin
bir anlamda kurtarılmasını vurguluyor.
Tezer Özlü’
nün daha ilk satırlarda ne kadar hassas ve çok duyarlı bir ruh yapısına sahip
olduğunu anlıyorsunuz. Kurulu düzenin öngördüğü koşulların hiçbirine uymaması
onun hep klinikte gözünü açmasına neden oluyor. Manik-depresif tanısı konmuş ve
bir süre klinikte kalmıştır. Bu hastalığı her zaman çevresindeki insanlarda
darbe yediğinde, ona yapılan haksızlıklara dayanabilecek gücü kalmadığında,
toplumun büyük olaylara gebe olduğu, insanların öldürüldüğü, işkence gördüğü
günlerde depreşiyordu.
Hastanede
gördüğü ve yaşadığı olaylar ise şöyle, ‘’Benimki herkese kalkmaz, sana
kalktı,’’ diye iyileştireceği hastanı kovalayan ruh doktorları, hastaya, altın
dişli kabzımal görüntülü adamının önünde striptiz yaptıran hemşireler,
hastaların özel olarak intihar etmelerini sağlayan gece hademeleri resmen
Freud’a muhalefetten içeriye tıkılacak tipler (!) Birde sigarasını neden yerde
söndürdü diye hastayı eşek sudan gelene dövdükten sonra ona deli gömleği
giydirip, karyolanın demirlerine de gerip ıslak bezle vura vura benzeten gece
bekçisi’’
Şöyle diyor
yazar: ‘’ Beni iyileştiren ne şok, ne ilaçlar.
Beni iyileştiren, bu kliniklere bir kez daha kilitlenme olasılığının verdiği
büyük ve derin korku…’’
Yıllar sonra
göğsünde bir kitle görülmesine rağmen hastanelerden, tedavilerden nefret ettiği
için tedavi görmeyi reddetmiştir. Geç kalınmıştır.
Paris’teki
doktoruna şöyle söyler: ’’Dünyanın en
büyük acıları beni buldu, ölmeme izin verin’’
Daha sonra
bir dostuna yazdığı mektupta ise ‘’aslında
ben geçen yıl öldüm, ama arkadaşlar beni tuttular’’ diye yazmıştır. 1986
yılında Tezer Özlü yaşama veda etmiştir
Çocukluğun Soğuk Geceleri bence üzerinde durup düşünmemiz
gereken bir kitap. Yazar kendisini anlatmış gibi görünse de, var olduğu
koşulları, birlikte yaşamak zorunda olduğu insanları anlatarak dünyayı
yargılar.
İyi Okumalar,
Özgür Okuryazar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder