24 Kasım 2014 Pazartesi

Çocukluğun Soğuk Geceleri – Tezer Özlü












Çocukluğun Soğuk Geceleri  – Tezer Özlü


Geç gelen bir kış akşamının en kıyısındayım bu kitabı okurken, yağmur yağıyor. Ortalık sessiz. Gece yağmur yağdığında içime çöreklenen acılar dışarı fırlar hep rahatlarım fakat okuduğum bu kitapla birlikte içimi derin ve büyük biz özlem kaplıyor. Tezer Özlü’yü özlüyorum. Erken ölümü karşısında duyduğum sadece üzüntü olmuyor, öfke duyuyorum. Her zaman gençtir bir sanatçının ölümü ama bu? Henüz 42 yaşındaydı.

Yazar bu kitabında salt yaşadıklarını, oradan süzülenleri tüm içtenliği ile dile getirmektedir. Sanırım çok az yazarda tadarız bunu. Hep gerçekçi oluşu bu içtenliğinden geliyor. Kitabında cinsellik üzerinde epey duruyor. Sevişmenin doğallığından, büyütülecek bir yanının olmadığını, toplumun öldürdüğü güdülerin bir anlamda kurtarılmasını vurguluyor.
Tezer Özlü’ nün daha ilk satırlarda ne kadar hassas ve çok duyarlı bir ruh yapısına sahip olduğunu anlıyorsunuz. Kurulu düzenin öngördüğü koşulların hiçbirine uymaması onun hep klinikte gözünü açmasına neden oluyor. Manik-depresif tanısı konmuş ve bir süre klinikte kalmıştır. Bu hastalığı her zaman çevresindeki insanlarda darbe yediğinde, ona yapılan haksızlıklara dayanabilecek gücü kalmadığında, toplumun büyük olaylara gebe olduğu, insanların öldürüldüğü, işkence gördüğü günlerde depreşiyordu.
Hastanede gördüğü ve yaşadığı olaylar ise şöyle, ‘’Benimki herkese kalkmaz, sana kalktı,’’ diye iyileştireceği hastanı kovalayan ruh doktorları, hastaya, altın dişli kabzımal görüntülü adamının önünde striptiz yaptıran hemşireler, hastaların özel olarak intihar etmelerini sağlayan gece hademeleri resmen Freud’a muhalefetten içeriye tıkılacak tipler (!) Birde sigarasını neden yerde söndürdü diye hastayı eşek sudan gelene dövdükten sonra ona deli gömleği giydirip, karyolanın demirlerine de gerip ıslak bezle vura vura benzeten gece bekçisi’’
Şöyle diyor yazar: ‘’ Beni iyileştiren ne şok, ne ilaçlar. Beni iyileştiren, bu kliniklere bir kez daha kilitlenme olasılığının verdiği büyük ve derin korku…’’
Yıllar sonra göğsünde bir kitle görülmesine rağmen hastanelerden, tedavilerden nefret ettiği için tedavi görmeyi reddetmiştir. Geç kalınmıştır.
Paris’teki doktoruna şöyle söyler: ’’Dünyanın en büyük acıları beni buldu, ölmeme izin verin’’
Daha sonra bir dostuna yazdığı mektupta ise ‘’aslında ben geçen yıl öldüm, ama arkadaşlar beni tuttular’’ diye yazmıştır. 1986 yılında Tezer Özlü yaşama veda etmiştir

Çocukluğun Soğuk Geceleri bence üzerinde durup düşünmemiz gereken bir kitap. Yazar kendisini anlatmış gibi görünse de, var olduğu koşulları, birlikte yaşamak zorunda olduğu insanları anlatarak dünyayı yargılar.

İyi Okumalar,
Özgür Okuryazar


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder