Açlık
kitabını okurken mide kazıntılarıyla defalarca mutfağa koşup, sonrasında ise yediklerimden,
içtiklerimden utandığım bir süreç yaşadım. Ünlü bir yazar olmaya çalışırken bir
yandan açlıkla pençeleşen bir gencin oldukça hüzünlü öyküsü var bu kitapta.
Yazarın muhteşem
açlık betimlemeleri ile açlığı bütün bünyenizde hisseder midenize bir bıçak
saplanır gibi olur ve ağlamak istersiniz. Bir insanın açlığı bu kadar iyi
betimleyebilmesi için bunu yaşamış olması gerektiği kanısındayım ve kitabı bitirdikten
sonra öğreniyorum ki Knut Hamsun açlık romanını aç kalarak, açlık sayıklamaları
içinde yazmaya başlamış, gençlik yıllarında çok ciddi anlamda parasız kalmış.
Senelerce deneyimlemiş olduğu bu açlık duygusunu ‘’Açlık’’ adlı romanında
betimlemiştir.
Karakter öyle
naif, öyle kırılgan, öyle şiirsel ki çok seveceksiniz. Yaşadığı hayal
kırıklıkları ve açlığından ileri gelen fiziksel tepkimelerine rağmen gururunu
ve onurunu kıracak her türlü çalma, dilenme gibi olaylardan uzak kalmıştır.
Dibe
vurmuş bir insanın ruh halini, son derece sıkıntı veren bir konuyu delilik
noktasından yakalayıp okunur bir hale getirmek
Nobel Edebiyat Ödülü almış
yetenekli yazar Knut Hamsun ait,
muhteşem çevirisi ise Behçet Nacatigil’e
ait.
İyi okumalar,
Makbule
Knut Hamsun
Behçet
Necatigil tarafından
dilimize çevrilen "Göçebe" adlı kitabını elli yaşlarında
tamamlamıştır.1920 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmıştır. 1952 yılında
doksan iki yaşında banyosunda ölü bulundu.
İnstagram : ozgurokuryazar
facebook:https:https://www.facebook.com/ozgurokuryazar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder