Sofi’nin
Dünyası,1995 yılında Türkçe’ye çevirisi yapıldığında para biriktirip aldığım
bir kitaptır. Bu kitabı okuduğumda henüz Lise öğrencisiydim. O yıllar,
kişiliğimi nereye koyacağımı bilemediğim, sinirli, asi bir ergendim.
Türkiye gündemini takip ediyordum, kendimce bir ideoloji benimseyip
peşinden gitmeye çalışıyordum. Felsefe
kitabı okumak istiyordum fakat bulabildiğim tüm kitaplar bünyeme büyük ve
cüzdanıma büyük geliyordu.
Bu kitabı
okuduktan sonra kendimi uzun bir süre filozof gibi hissetmiştim. Girdiğim her
ortamda Platon’dan bahsetmeye başlamıştım. J
Türkiye ise o yıllarda kaynıyordu, bu kitabı hatırlayıp size anlatmaya hazırlanırken
gözümün önünden acı acı Türkiye gerçekleri geçti.
O yıllar Güner Ümit'in, inter Star'da
yayınlanan "Süper Turnike" programında, Alevilere "ensest" olduğunu ima eden sözleri üzerine,
Aleviler iki gün boyunca televizyon önünde gösteri yapmıştı. Sanırım herkesin
hafızasında hala tazedir bu olay.
O yıllarda büyük yankı uyandıran, tüm okullu kızların kabusu olan,
bekaret kontrölü izinini Milli Eğitim Bakanlığı okul müdürlerine vermişti. Tüm okul ayaklanmıştık 2 gün
sonra unutmuştuk, gençtik.
Shp ve Chp birleşmişti.
Gazi Mahallesi Olayları
Gap Projesi…
Dinar depremi…
Kardak
Kayalıkları krizi…
Sorgun grizu patlaması,
işçi ölümleri…
Deniz Baykal
hep genel başkan J
Nasuh Mahruki
Everest’in zirvesindeydi o yıl ve bu bir sınav sorusuydu. Hafızamda saklı.
Protestolar…
Yürüyüşler…
Sesini
çıkartanın tepesinde copların patladığı yıllardı.
Kitaba
dönersek;
"Benzer insanların", yüzeysel bilgilerin geçerli
olduğu çağımızda, "3000 yıllık geçmişinin hesabını yapamayan insan
günübirlik yaşayan insandır" diyen Goethe'nin günübirlik insanlarından
olmama yolunda ciddi bir adım.
Kitabın
kurgusu sürükleyici ve etkileyici. Sofi Amundsen “kimsin sen?” yazılı bir kart
bulur ve felsefe tarihindeki gezintisi başlamış olur. İlk çağlardan bugüne
felsefe tarihinin bir özetini yapan kitap, bütün bu konuları olabilecek en iyi
şekilde, düşüncelere derinlemesine dalmadan insanlara felsefe sevgisi aşılamayı
güden başarılı bir kitap.
Kitaptan
Alıntılar,
·
İyi bir filozof olmak için gereken tek şey
hayret etme yetisidir.
·
Hayatta en
önemli şey nedir? Açlığın sınırında bir insana bunu
sorsan, yiyecek der. Soğuktan donan birine sorsak, sıcaklık der. Kendini yalnız
hisseden birine sorsak, başka insanlarla beraber olmak, diye cevap verir.
Ancak bu tür ihtiyaçlar karşılandığında, tüm insanların hâlâ ihtiyaç duyduğu
şeyler var mıdır? Filozoflara göre, evet, vardır…
·
Neden
yaşadığımız konusuyla ilgilenmek, pul toplamak kadar “rastlantısal” bir ilgi
değildir. S.20
· Çocuklar için
dünya ve dünyadaki her şey yenidir, ilginçtir. Büyükler içinse durum hiç de
böyle değildir; büyüklerin çoğu için dünya sıradan bir şeydir.
Filozoflarsa diğer büyüklerden farklıdır. Bir filozof dünyaya alışmayı bir
türlü beceremez. Dünya onun için hâlâ akıl almaz bir şey, evet, hâlâ sırlarla
dolu, gizemli bir şeydir. Filozoflarla küçük çocukların en önemli ortak yanları
budur; bir filozof ömrü boyunca duyarlı bir çocuk olarak kalır da diyebilirsin
sen buna. S.26
·
Bildiğimiz
ilk filozof, Anadolu’da bir Yunan kenti olan Miletos’ta yaşamış Thales’tir.
Thales dünyayı dolaşmıştı… Thales, her şeyin özünün su olduğunu öne sürmüştür. S.41
·
”Her şey
akar,” diyordu Herakletios. Her şey hareket etmektedir ve
hiçbir şey kalıcı değildir. S.44
·
Doğal bir
arlanma duygusundan söz edilebilir mi?
En bilge kişi bilmediğini bilen kişidir.
Gerçek bilgi içimizde mevcuttur.
Doğru bilgi, doğru eylemi gerçekleştirir. S.70
İyi
Okumalar,
Özgür Okuryazar